Kılıçdaroğlu’dan İmamoğlu’na dayanak: İmamoğlu için adalet yürüyüşü yaparız

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü TV canlı yayınında gündeme dair kıymetli açıklamalarda bulundu.

Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile Şehzadeler Belediye Lideri Gülşah Durbay’a ait iftiralarla ilgili şunları söyledi:

“Dedikodu ve magazinin siyasette kullanılması kadar yanlış birşey yok. Bu, siyasette kalitenin düşmesine yol açıyor. Ben hayatım boyunca, iktidar kanadı da dahil bu çeşit olayların hiçbirisine prestij etmedim ve asla dillendirmedim. Bu çeşit olaylar söylendiği andan itibaren derhal dava açılması lazım. Süleyman Soylu üzere bir adam bunu dillendiriyorsa şunu söylemek lazım, şayet bunu yapıyorsan ve bildiklerini açıklamıyorsan sen şeref yoksunusun. Belediye Başkanı benim evladım, CHP Gençlik Kolları’ndan gelme. Vaktinde dava açılsaydı bunların hiçbiri olmazdı. Bir arkadaşımız retweet yapmış. Çıkma diye bir şey yok. Şayet bu türlü bir şey olsa mümkün değil bir ortada olma bahtımız olmaz.”

“BU İFTİRAYI ATANLAR YARGININ ÖNÜNDE HESAP VERMELİ”

Kemal Kılıçdaroğlu, “Özgür Özel’e yapılan her atakta neden sizin isminiz ön plana çıkıyor” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Sosyal medya çok kirli bir yer. Bir sürü palavra, bir sürü yanlış haberler olur. Mahkeme kararıyla bu iftira atanların gidip yargının önünde hesap vermesi lazım. Olayı yargıya taşımazsanız bugün sizin başınıza gelen yarın bir öteki arkadaşınızın başına gelebilir.”

Kendisine Genel Lider olduğu periyotta ‘Partiyi kamuoyunda tartıştıranı kapı önüne koyarım’ dediği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, “Bugün partiyi kamuoyunda tartıştırdığınızı düşünüyor musunuz” sorusuna şu karşılığı verdi:

“Hayır. Vakit zaman karşılık veriyorum, kendi niyetlerimi de aktarıyorum. Siz şayet bir partide Genel Başkanlık yapmışsanız, partinin ideolojisini, görüşünü, kültürünü biliyorsanız farklı sesler çıktığı vakit kendi fikirlerinizi aktaracaksınız. Neyin olağanlaşması? Sarayla ben neyin olağanlaşmasını yapacağım? Adam, ‘Anayasa Mahkemesi (AYM) kararını uygulamam’ diyor. Her türlü hakareti yapıyor. Ne yapacaksınız? Bunlar partiye ziyan verir. Bakın biz gayret partisiyiz kuruluşundan bu yana. Biz CHP’yiz. Biz gayret ettiğimiz içindir ki seçimlerde birinci parti olduk.”

“SARAYLA NE NORMALLEŞECEKSİNİZ? OLAĞANLAŞMA HALKLA OLUR”

Kılıçdaroğlu, son vakitlerde tartışma konusu olan siyasette olağanlaşma konusuna ait ise şu sözleri kullandı:

“Sarayla ne normalleşeceksiniz? Olağanlaşma halkla olur. AK Parti’ye oy veren kardeşimize diyeceksiniz ki ‘Kardeşim bunlar yanlış yapıyorlar.’ Ona gideceksiniz, onunla oturacaksınız. O size düne kadar ön yargıyla bakıyordu. Ön yargıları kıracaksınız. Helalleşme olağanlaşma değildir. Bizim kusurumuz yok muydu? Vardı. Erdoğan ne diyordu? ‘Siz Sivas’ın ötesine geçemiyorsunuz.’ Hakikat muydu bir devir? Doğruydu. Biz artık gidiyor muyuz? Gidiyoruz. Neden? Gittik o insanlara ve biz Türkiye coğrafyasının her tarafına helalleşme siyasetiyle gittik. İktidar dediğin bir kişi. Erdoğan’ın nesiyle helalleşeceksiniz ya da nesiyle normalleşeceksiniz?”

Kılıödaroğlu, olağanlaşmayı Özgür Özel ile konuşup konuşmadığı sorusuna ise, “Pek çok şey konuştuk lakin bahis açılmadığı için konuşmadık. Vakit zaman söylüyorum, vakit zaman konuşuyoruz. Fikirlerimi de söz ediyorum. Lakin kamuoyu önünde zarurî olmadıkça çıkıp bir açıklama yapmıyorum” karşılığını verdi.

“BEN O KİŞİNİN ÖNÜNDE NİÇİN AYAĞA KALKACAĞIM?”

Kılıçdaroğlu, “Sizce yeni bir tahlil süreci mi geliyor? İktidar CHP ile olağanlaşırken onun takviyesini mi almaya çalışıyor” sorusuna şu karşılığı verdi:

“Erdoğan kendi halkına hakaret eden birisi. Bu ülkenin bayanlarına ‘sürtük’ dedi. Ettiği yeminin gereğini yaptı mı? Erdoğan tarafsız mı? Hayır. Hala AK Parti’nin genel lideri. Bu ülkenin iki büyük kurucusuna ‘iki ayyaş’ suçlamasını yaptı. Bu topraklarda namus ve onur kavramının ne kadar bedelli olduğunu, ‘Namusum ve onurum üzerine ant içerim’ dediğiniz andan itibaren namusunuza ve onurunuza sahip çıkmak için gereğini yaparsınız. Siz gereğini yapmıyorsanız, ben o kişinin önünde niçin ayağa kalkacağım? O cumhurbaşkanı değil ki. Tıpkı vakitte AK Parti’nin Genel Lideri. AK Parti’nin Genel Başkanı olmadığı dönemde cumhurbaşkanıyken geldi, kalktık, alkışamadık. Hürmet gösterdik. Lakin AK Parti’nin Genel Başkanı olduktan sonra kalkmadık. Niçin kalkalım ki? Bir ülkenin cumhurbaşkanı olacak şahsı meydanlara çıkacak, düzmece görüntülerle kitleleri etkileyecek. Bu sahtekarlık değil midir? Bir sahtekarının önünde ayağa mı kalkılır? CHP sıradan bir parti değildir. Namus ve onur kavramını bilen bir partidir.”

“ALTILI MASA, TÜRKİYE’Yİ BARIŞTIRDI”

Kılıçdaroğlu, “Fakat siz o AK Parti hükümetinde iktisat bakanlığı yapmış ve dışişleri bakanlığı yapmış kişilerle altılı masada paydaşlık kurdunuz. Ortadaki farkı anlatır mısınız” sorusu üzerine, “Altılı masayla bu çok farklı. Altılı masayı bir ortaya getiren demokrasi hasretiydi. Ülkeyi çürümüşlükten kurtarmaktı. Ahlakı hâkim kılmaktı. Güçlendirilmiş parlamenter sistemi getirmekti. Devletin şeffaf olmasını sağlamaktı. Siyasi ahlak kanunu çıkarmaktı. Biz bu nedenle bir ortaya geldik. Onlar da bir ortaya geldiler. Hepsi gitti, Erdoğan’a teslim oldu. Millet İttifakı, demokrasi ittifakıydı. Türkiye’yi barıştıdık biz. Yüzde 48,5 oyu bu türlü aldık biz” diye konuştu.

“ÇÖZÜM SÜRECİ TEKRAR BAŞLAR MI?”

Kılıçdaroğlu “Çözüm süreci mi geliyor sizce” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Erdoğan olayları kapatma mevzularında beceriklidir. Piyasalarda ateş var, işsizlik var. Bu tablonun sorumlusu kim? Olayları kapatmak, toplumun dikkatini öbür yere çekmek… Tahlil sürecenin geleceğini düşünmüyorum. Ülkeyi bu bataklığa sürükleyen biri Türkiye’nin sıkıntılarını çözemez. O kendi meselelerini çözmek istiyor. ‘Ben bir daha cumhurbaşkanlığı koltuğunda nasıl kalabilirim’ diyor. Bunun alt yapısını oluşturuyor beyefendi. Erdoğan kendisi ve ailesi için çalışıyor, devlet için değil. Biz birinci parti olmayı bunları söyleyerek, eleştirerek, halka itimat vererek olduk.”

Kılıçdaroğlu, Meclis açılış resepsiyonunda Özel ve Bahçeli ortasındaki diyaloğu şöyle kıymetlendirdi:

“‘Biz siyasetçiler halka doğruları söylemiyoruz, Biz zati Erdoğan’la normalleşmişiz. Siz de bizim üzere Erdoğan’la normalleşin. Normalleşirseniz bir şey olmaz. Erdoğan yerinde kalır.’ Bir siyasetçi kürsüde ne söylüyorsa öbür yerde de tıpkı şeyi söylemeli. Öbür türlü siz halkı kandırıyorsunuz. Sayın Bahçeli kürsüde başka türlü bir öteki yerde öbür türlü söylerse bu siyasetin ahlakına uyar mı? Türkiye’de siyaseti inançsız noktaya getiren bu olaylar.”

“CHP’NİN ÖNÜNE ERDOĞAN’IN FORSUNUN ASILMASINI DA HAKİKAT BULMUYORUM”

Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın CHP Genel Merkezi’ne gelmesine ait şöyle konuştu:

“Erdoğan siyaseten en güvenilmez kişidir. Dün söylediğini üç gün sonra reddedebilir. Günümüzden bir örnek vereyim. Ne söylüyordu, ‘Biz İsrail’e gelebiliriz.’ Bir hafta sonra ne dedi? ‘İsrail bize saldıracak.’ Bu türlü bir devlet idaresi olur mu? Filistinlileri kurtaracağından kelam ediyorsun. Ondan sonra panik içinde, ‘Eyvah İsrail bize saldıracak. Ne yapacağız?’ Bunlar devlet mi yönetiyor? Bunlar kendi çıkarları için devleti soyuyorlar. Kendi çıkarı için feda edemeyeceği hiçbir şey yoktur. CHP Genel Merkezi’nin önüne Erdoğan’ın forsunun asılmasını da gerçek bulmuyorum. Orada esasen Türk bayrakları var. Sayın Abdullah Gül beni ziyarete geldiğinde biz oraya Cumhurbaşkanlığı forsu mu astık? Sonra, kapalı oturum. Hangi münasebetle yapıyorsun sen kapalı oturumu? Bunun için koskoca TBMM paniğe kapılıyor, kapalı oturum yapıyor. Akıl tutulması bu. Hiçbir şey anlatmadılarsa neden biz kapalı oturum istiyoruz?”

Kılıçdaroğlu, “İsrail bize niçin saldırsın? Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu bölgenin en güçlü ordusuna sahiptir. Aklını peynir ekmekle yemesi lazım bize saldırması için” diye konuştu.

TBMM’DE KİMLER AYAĞA KALKMADI?

Kemal Kılıçdaroğlu, Özbey’in “1 Ekim günü Meclis’in açılışında ayağa kalkma faslında kimi milletvekilleri girmediler Meclis’e ve ayağa da kalkmadılar. Çoklukla size yakın isimlerdi” sözleri üzerine “Partinin kimliğine, duruşuna, ideolojisine yakın olan isimler” halinde konuştu.

“KEMALCİ NE? ÖZGÜRCÜ NE? BİZ CHP’LİYİZ”

Kılıçdaoğlu, “Özgürcüler, Kemalciler, Ekremciler var mı bu partide?” sorusu üzerine şunları söyledi:

“Ben gerçek bulmam. Genel Lider olduğumda hiç kimsenin Kemalci olmasını istemem demişimdir. En az 30-40 yerde konuşmamda ifade etmişimdir. Parti şahıslara bağlı değil. Partinin bir partisi var. Kemalci ne demek? Özgürcü ne demek? Biz CHP’liyiz. CHP’nin temel özelliklerinden birisi CHP’lilerin rahatlıkla konuşmaları ve eleştirmeleridir. Bütün tenkitleri dinlerim. Zira her tenkitten ders çıkarmamız lazım. CHP’nin bu türlü bir özelliği var. CHP’nin önemli bir kurumsal kimliği var. CHP’liler var.”

“YARGITAY DA İSTİNAF DA HADDİNİ BİLECEK”

Kılıçdaoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun davasına ait soruyu şöyle yanıtladı:

“Bir siyasetçiye siyasi yasak getirilmesi kadar olağandışı bir durum yoktur. Bir siyasetçiye siz yasağı hangi münasebetle getiriyorsunuz? Başarılı bir Belediye Lideri. Misyonunu yapıyor. Çalışıyor, üretiyor, hizmet ediyor. Artık siz buna siyasi yasak getirerek önünü kesmeye çalışıyorsunuz. Kesmek isteyen adamla da biz olağanlaşmaya çalışıyoruz. Olmaz.

Bakın yargı kimin buyruğunda? Erdoğan’ın buyruğunda. Bir örnek vereceğim dünyada olmayan; AYM’ye üye seçilecekti Yargıtay’dan. İstanbul’daki savcıyı aldılar bir tek Yargıtay kararının altında imzası olmayan kişiyi makul bir müddet beklettiler. Erdoğan’ın talimatıyla. Sonra 100 küsür yıllık Yargıtay bu kişiyi AYM’ye üye seçti. Bu memlekette biz bunlara da şahit olduk. Kesmek istiyor? Niçin önünü kesmek istiyor? Ne yaptı? Şunun altını itinayla çizelim; istinaf bu kararı onaylayamaz. Bu suça ortak olamaz. Bir Belediye Liderine birilerinin isteği üzerine yargı oturup karar verip ‘sana yasak getiriyorum’ diyemez. Siyaseti reddeder, ahlakı, yargıyı, kanunları reddeder, vicdanı reddeder.

Bir de buraya Adalet Bakanlığı Bakan Yardımcısını da buraya başsavcı atadılar. Daha evvelki siyasi yasakların mimarı olanı atadılar. Herkes haddini bilecek. İstinaf da Yargıtay da herkes haddini bilecek. Ekrem Bey onların yutacakları kadar kolay bir lokma değildir.”

“İMAMOĞLU İÇİN ADALET YÜRÜYÜŞÜ YAPARIZ”

Kılıçdaroğlu, “İmamoğlu için adalet yürüyüşü yapar mısınız?” sorusuna “Yaparız neden yapmayalım? Gereği neyse o yapılır. Bütün dünyaya ilan edilir. Türkiye’de adaletin olmadığını bu karar göstermiş olacak. Bu kadar açık ve net” cevabını verdi.

“Ekrem Bey’le hala baba oğul musunuz?” sorusunu da Kılıçdaoğlu, “Elbette. Belediye liderlerimizle bir sorun yok esasen. Her belediye liderimizin başarılı olmasını isterim. Hoş şeyler yapmasını isterim. Zira onların muvaffakiyetleri birebir vakitte CHP’nin başarısı demektir. O denli bakmamız gerekiyor” diye yanıtladı.

“BELEDİYE BAŞKANLIĞI AĞLAMA DUVARI DEĞİLDİR”

“Ekrem Bey’le Mansur Bey ortasında sizleri tansiyon var mı?” sorusuna Kılıçdaroğlu şu cevabı verdi:

“Açıkça söylemek gerekirse bir Cumhurbaşkanlığı tartışması var. Bu tartışmanın bu saatte bu kadar erken saatte başlaması kadar yanlış bir şey yok. Daha uzun mühlet var. Herkes misyonunu yapmalı. Âlâ bir biçimde misyonunu yapmalı. Başarıda ve düzgünlükte yarışlı. Yarışıyorlar da. Mansur Bey mesela, ‘okulları temizleyeceğim’ dedi. Çabucak ‘niye temizliyorsun?’ Mahallenin çocuğu okula gidiyor kirlilik içinde. Belediye temizlemek istiyor. Güya öbür bir ülke bunu yapıyormuş üzere ‘hayır sen temizleyemezsin’ diye bu yasağı getiriyorlar. Gerçek değil. Burada da birebir formda oldu. Pek çok yerde belediye liderlerimizin önü kesiliyor. Lakin ne yaparlarsa yapsınlar. Bizim belediye liderlerimiz halka ulaşacaktır. Halkın meselelerini çözecek. Bütün manileri aşmasını da bilecektir. Belediye liderlerinin misyonu o. Açık ve net söyleyeyim; belediye başkanlığı ağlama duvarı değildir. Belediye başkanlığı sorunu aşıp tahlil üretme makamıdır. Halka hizmet etme makamıdır.”

“ADAY OLMAYACAĞIM. BİR SEFER OLDUM ZATEN”

Kılıçdaroğlu, “Peki iki belediye başkanı adayı tartışılıyor Cumhurbaşkanlığı adaylığı için. Bu çok uzun vakittir tartışılıyor. Hatta sizin adaylığınız devrinde bile tartışılıyordu. Fakat hiçbir üçüncü isim çıkmıyor. Üçüncü, dördüncü, beşinci isimlerde konuşulmalı mı? Siz aday olacak mısınız?” sorularını şöyle yanıtladı:

“Bugün de bu türlü bir tartışmanın yapılmasını asla hakikat bulmuyorum. Bu tıpkı vakitte potansiyel adayların yıpranmasa da yol açar. Gerek yok buna. Vaktimiz var. Partinin yetkili organları var. Günü geldiğinde başvurulacak yer partinin yetkili organlarıdır. Bu tartışma yıpratır. Gerçek değil. Ben bir sefer oldum esasen. Partinin yetkili organları, adaylarımız var. Parti bir şahsa bağlı değil. Yeni adaylar çıkacaktır ortaya.”

Kılıçdaroğlu, “Birini işaret edecek misiniz?” sorusunu da “Partinin yetkili organları varsa doğrusu yetkili organının alacağı karar bakmak gerekiyor. Daima o denli yaptık. Yalnızca CHP’den değil başka partilerden de doğal olarak adaylar çıkacaktır. Yarışacaklardır” diye yanıtladı.

“TENEZZÜL EDİP TBMM’YE GELMİYOR”

Kılıçdaroğlu, “Türkiye’de bir rejim değişikliği, tehlikesi var mı?” sorusuna da şu cevabı verdi:

“Bu devletin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e ve onun en yakın çalışma arkadaşı İsmet İnönü’ye iki ayyaş diyen adam şu anda Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturuyor. Bunun üzerine vicdan sahibi hem yurttaşının vicdan sahibi herkesin düşünmesi lazım. Geldiğimiz nokta bu. Devletin yapısına bakalım. Devletin yapısında yasama, yargı, yürütme var. Yasama organı yasama organı olmaktan çıktı. Erdoğan, İsrail bize saldıracak diyor. Bahçeli ona takviye veriyor. Kapalı küme yapılıyor. Tenezzül edip Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelip ‘bunun için bize saldıracaklar, ben bunu söylüyorum’ demesi lazım. Tenezzül edip Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmiyor. Bu Meclis gazi meclisi. Bu neymiş? Yani bu Meclis derken kurucu Meclisten kelam ediyorum ben, şimdiki Meclisten değil. Şimdiki Meclis yolsuzlukları aklayan bir Meclis. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu sağlayan Meclis ise kurucu Meclis, Gazi Meclis’tir. O kadar hassas ki kendi yetkilerinde Mustafa Kemal Atatürk’e Başkomutanlık yetkisini üç ay mühletle vermiştir. ‘Başkomutan biziz’ diyor. Erdoğan’dan başkomutan mı olur ya Allah aşkına? Ne yaptığını bile bilmiyor. Dün söylediğini iki gün sonra kendisi yalanlıyor. Dünyadan haberi yok bu adamın. Dünya dengelerinden haberi yok.”

“UMARIM BÜTÜN BUNLARIN FARKINA VARIR”

Kılıçdaroğlu, “Özgür Bey’e çok mu kızgınsınız?” sorusuna da “Hayır. Başarılı bir küme başkanvekiliydi. Daha yeni Genel Başkanlığı. Umarım bütün bunların farkına varır” cevabını verdi.